Cumartesi, Ocak 25, 2025
spot_img
Ana SayfaGÜNDEM ÖZELSiyaset yazmak zeka, öngörü ve cesaret işidir / Hakan Sönmez

Siyaset yazmak zeka, öngörü ve cesaret işidir / Hakan Sönmez

Bugün Siyasette yaşananlar ve benim 1 sene ve 5 ay önce Damga Gazetesi ve Bitaraf Tv’de kaleme aldığım makalelerim.

Okurlarımdan Sayın Akşener’in Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmesinin ve Chp’nin 31 Mart seçimlerindeki başarısının perde arkasında yatan gerçeklerin ne olduğunu merak eden çok sayıda mesaj aldım.

Aslında tarafıma sorulan soruların cevabını 04 Şubat 2023 tarihinde kaleme aldığım “14 Mayıs sonrası senaryom” ve bundan 5 ay önce 19 Ocak 2024 “İstanbul’u kaybetmek mi. Yoksa Türkiye’yi mi?” ve yine 25 Ocak 2024’de kaleme aldığım “Film Başlıyor” makalelerimde yazmıştım.

O zaman biraz geçmişe yani 04 Şubat 2023 genel seçimlerden 3 ay önce kaleme aldığım “ 14 Mayıs sonrası senaryom” başlıklı makalemle başlayayım.
(Öncelikle çok az farkla da olsa Cumhurbaşkanlığı seçimini Beyefendi yani (Cumhur ittifakı) kazanır.) Parlemento çoğunluğu içinde HDP nin de yer alacağı muhalefet bloğunda olur. Seçim sonrası oluşacak ekonomik ve sosyal tsunami dalgaları, AK Parti’nin kucağına düşer.
Bu arada Beyefendiden kurtuluş tarihinin 14 Mayıs 2023 erken seçimleri olacağını hiç düşünmüyorum. Çünkü 20 yıldır ülkeyi din temelli siyasetle yöneten, toplumu ayrıştıran, yargıyı cemaate teslim edip uydurma belge ve tapelerle ergenekon ve balyoz davaları ile vatansever askerlerin, akademisyenlerin, gazetecilerin içeri tıkılmasına seyirci kalan, cumhuriyetin kazanımı fabrikalarımızı babalarının malı gibi satan, ülke topraklarını yabancılara peşkeş çekenleri karpuz kesmeden göndermek olmazdı.
Ve şöyle devam etmişim; 14 Mayıs 2023 yılında yapılacak olan erken seçim bir “Devri Sabık” dönemi olabilir. Yani 20 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devletinin fabrika ayarlarıyla oynayanların sorgulanmak ve hesap vermemek adına 2024 baharı ya da 2025 sonbaharında erken seçim kararı alarak kendi kendine tasfiye etmenin derdine düşer.

Yine “4 Şubat 2023 yılında ‘14 Mayıs sonrası senaryom’ başlıklı makalemde MHP nin gücü İYİ partiye geçer ve İYİ Parti geçici süreliğine Devletin partisininde misyonunu üstlenmiş olur demişim. (Nitekim Sayın Bahçeli’nin indiği saraya bugün Sayın Akşener çıkıyordu.)

Devam edeyim. 19 Ocak 2024 yerel seçimden 2 ay önce yazdığım ‘İstanbul’u kaybetmek mi. Yoksa Türkiye’yi mi?’ Başlıklı makaleme.

Köşe yazımın içinde yaptığım en önemli vurgu (Unutmadan; Mart 2019 yerel seçimlerinde Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Karamollaoğlu’na yüklenen misyon bu defa Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Sayın Fatih Erbakan’a yüklenebilir.” Olmuştu. (Nitekim 31 Mart Seçimlerinden sonra CHP’nin başarısından daha çok Yeniden Refah Partisinin başarısı konuşuldu.)

Ve 25 Ocak 2024’de kaleme aldığım “Film başlıyor…” başlıklı köşe yazım.

Şöyle demişim; “2018 yılında “arka bahçeliden ön bahçeliye dönüş başladı” makalemin içeriğinde MHP’nin neden Ak Partiye yanaştığını, Sayın Bahçelinin Ak Partiye yanaşmasıyla milliyetçi kesimin bundan rahatsızlık duyup MHP’den istifa edeceğini ve aynı siyasi ideolojiye sahip İYİ Partinin de bunun için kurulduğunu yazmışım.

Ve yine 14 Mayıs genel seçenlerinden 3 ay önce; Sayın Oğan ile Sayın Özdağ’ın Ata ittifakının yüzde 5 oy aldığını düşünür. İkinci turda Sayın Oğan’ın Cumhur İttifakında, Sayın Özdağ’ın da Millet İttifakında kalması bir tesadüf olabilir miydi? Artık birileri taşları nasıl kardıysa Sayın Oğan’ı yanına alarak Ak Partiyi ortaya, Sayın Özdağ’ı da Millet İttifakında kalmasını sağlayarak CHP’yi de İYİ Partinin ortasına koymuştu. Bu durumda Türkiye’yi yönetenin Ak Partinin değil yüzde 25’e yakın oy alan milliyetçi kesimin oy verdiği Akşener’i, Oğan’ı, Özdağ’ı kontrol eden Sayın Bahçeli gibiydi. Demişim.

Ve çok daha önemlisi. 25 Ocak 2024’de “film başlıyor” makalemde Peki seçimden sonra ne mi olur? Bakın İYİ Partiden istifa eden vekillerden sadece 1 tanesi Ak Partiye geçti. Diğer istifa edenlerin nerede olduğu ve/veya nerede oldukları kimsenin umrunda değil. Çünkü Sayın Akşener bu istifa edenler için birilerine “bunları boşver” ben yeri ve zamanı geldiğinde yani 31 Mart seçimlerinden sonra sana anayasa ve rejim değişikliği için milletvekili desteği yaparım demiş olabilirdi. Böylelikle birileride Anayasa ve Rejim değişikliği için sadece MHP’ye değil İYİ Partiye de gebe kalacaktı.

Son olarak CHP’nin 31 Mart seçimlerindeki başarısının perde arkasını merak eden okurlarım için olsun. Bunu daha öncede yazmıştım eğer Kastamonu, Uşak ve Kütahya’nın daha önce hangi partide olduğuna bakarsanız cevabı bulursunuz. Ya da Sayın Bahçeli’ye gazetecilerin CHP’nin başında kimin görmek istersiniz sorusuna Sayın Bahçelinin Sayın Kılıçdaroğlu okul arkadaşım. Lakin ben Sayın Özgür Özel’in seçilmesini istiyorum demesi ve bugün Sayın Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı tesadüf olamaz.

Peki bundan sonra ne mi olur? 15 Temmuzdan sonra “motor” diyen yönetmen. Dün Ak Partiyi, bugün de İYİ Parti, Yeniden Refah, Sinan Oğan ve CHP’ye istediğini yaptırır.

İçerden aldıkları bilgilerle kendini gazeteci zannedenler Sayın Akşener’in Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağını iddia ediyor. Ben daha da ileri gidiyorum ve bir sonraki genel seçimde Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanı adayının Sayın Akşener olacağını söylüyorum. Kaynak mı? Benim hiç kaynağım olmadı. Çünkü gazeteci dediğinin kendi öngörüleriyle var olur.

Saygılarımla
HknSnmz

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -
Google search engine

Most Popular

Recent Comments